Kubilay Sükan


foto1Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ?

İsmim Kubilay Sükan 1987 Ocak doğumluyum. İstanbul Yeşilköy’de oturuyorum. Semtimi çok seviyorum. Arkadaşlarımla seyahat etmeyi çok severim.  İş hayatımın dışında boş zamanlarımda oyun oynamayı severim. Oyun oynamamdaki amaç hem boş vakitlerimi değerlendirmek ve yakın zamanda hayatımıza girecek 3D tasarımlar, artırılmış gerçeklik tasarımları gibi konularda ön grafik tasarımları nasıl yapılıyor diye göz gezdirmemdir.

Yeşilköy’ün en güzel tarafı Galatasaray tesislerine Florya’ya yakınım,tamamen liseyi orta okulu  her şeyi bırakıp direk futbolcu olmak istiyordum. Üniversiteye gitmeden önce tüm odağım futbol oynamak ve profesyonel anlamda bir yerlere gelmekti. Bu nedenle 11 yıl amatör lisanslı futbolcu olarak sürdürdüm. 11 yıl içerisinde de 1 yıl profesyonel lisanslı bir takımda futbol oynama şansı buldum.

Hayatımda hiç üniversiteye gidip okumak bir şeyler üretmek, akademik anlamda sosyalleşmek gibi hiç bir amacım yoktu bütün hayatımı futbolcu olmaya endekslemiştim. Daha sonra ağır bir sakatlık geçirdikten sonra futbolu bırakmak durumunda kaldım. Ağır bir ameliyat sonrası tekrar futbol oynayabilecektim ama ben o zamanki korkumla bunu kabul etmedim. Bu karar da babamın büyük katkısı olmuştu. Babam o zaman bana sormuştu okumak mı, futbolcu olmak mı istiyorsun diye. Bu soru ile futbolu bırakıp bari futbolcu olamadık adam akıllı okuyayım dedim.

Aslında derslerim de çok kötüydü derslerimi biraz toparlamaya çalıştım tabi futbolu bırakınca tek sosyal aktivitem dersler oldu.Daha sonra bilgisayarla tanıştım Bahçelievler Erkan Avcı Endüstri Meslek Lisesi bilgisayar bölümü mezunuyum . İlk başta işte yazılım, tasarım, bilgisayar parçaları nedir? nasıl yapılır? Soruları ile büyüdüm diyebilirim.

Lisedeki yakın arkadaşlarımın çoğu bilişim alanında çalışmak istiyordu. Bende aslında bu alanda daha ülke olarak yeniyiz dedim. Açıkçası hocaların da bir şey anlatamadığını görünce bir açık olduğunu hissettim.

Bir de her şey artık bilgisayar üzerinde gidiyordu. Bilişimde bize ekmek çıkabilir diye düşündüm. Ve kendimi bilişime adadım. 2001 yılından beri bilişim sektöründe çalışmaktan çok mutluyum.

Üniversitedeki öğrencilik yıllarınızdan bahseder misiniz ?

Eskişehir Osmangazi üniversitesi BÖTE bölümü mezunuyum.Benim öğrencilik yıllarım aslında derslerim açısından çok kötüydü. Birinci sınıfta 3 tane alttan dersim vardı sonra ikinci dönem biraz daha eklendi. Her geçen dönem bir dersten mutlaka kalır ya da kıl payı geçerdim. Bu yüzden birinci sınıfta 4 tane dersten kalmıştım. Kaldığım dersler; matematiK, İngilizce ve halen bana bu ders niye verildi diye anlamadığım bir bilgisayar dersiydi. Yanlış hatırlamıyorsam bilgisayara giriş dersiydi. O zamanın ihtiyaçları ve günümüzün hiçbir çözümüne gerekmeyecek bir bilgisayar dersiydi.

Onun dışında birinci sınıfım böyle geçtiği halde iki üç dört hepsi bir birinden ders anlamında kötüydü. Çoğu derslerimi kıl payı notla geçiyordum. Hocalarım çok iyi olmasına rağmen ben çok kötü bir öğrenciydim.

Mezun olduktan sonra fark ediyorsunuz ki; Böte bölümü okuyan arkadaşların genelinden bahsetmem gerekirse üniversitenin şöyle bir yapısı var: bizi normalde üniversite hayata hazırlıyor fakat  üniversite hayatının ta kendisi olması lazım. Fakat o vizyonla hareket etmiyor üniversiteler. Tabi ben bu durumu her üniversite için söylemiyorum.

Üniversitede görülen çoğu dersi özel sektörde nerdeyse hiç kullanmıyorsun ya da aldığın ders özel sektörün ihtiyacını karşılamıyor. Örnek vermek gerekirse bir grafik tasarım dersi aldık ama özel sektörün sizden beklentisini karşılayacak donanım sağlamadı maalesef. Özel sektöre atılınca bunu daha iyi anlıyorsunuz.

Onun dışında üniversite hayatımda sosyal etkinliklere çok fazla katıldım.3.sınıftayken ulusal öğrenci konseyi başkanlığı ve 3.Ulusal Böte öğrenci kurultay başkanlığı yaptım aynı zamanda böte öğrenci konseyinin kurucu başkanıydım .O zamanlar Ege Üniversite ve Bahçeşehir Üniversitesiyle beraber böyle bir oluşum kuralım hani arkadaşlarımız bir arada bulunsun bundan sonra kurultaylarımız bu çerçevede ilerlesin diye böyle bir karar almıştık. Kurucu başkanlığı ben üstlendim o sene. 4.sınıftaydım mezun olacaktım birine devretmem gerekiyordu.Bahçeşehir Üniversitesinden diye bir arkadaşım vardı ve çok istekliydi. Oylama yapıldı ve o arkadaşımız seçildi.

Hatta ilk toplantıyı 4.sınıftayken Ankara’da yaptık , o zamanlar yaklaşık 12-13 üniversitenin katılımıyla gerçekleşti o şekilde ilerledi.

Derslerime gereken önemi vermedim. Pişmanıyım ? Çok fazla pişman olduğumu söyleyemem. Ama keşke hocalarımdan hayata dair daha fazla paylaşımda bulunsaydım diye çok düşündüm.

Kurultaylar ve etkinlikler nedeniyle çok fazla insanla ilişki kuruyorsunuz. Bu durumda size çevre edinmenizi sağlıyor. Arkadaşlarınızla bir sosyal ortam oluşuyor. Şu an özel sektörde çalışan bir sürü arkadaşım var. Özellikle eğitim teknolojileri alanında çok iyi yerlerdeler. Bankacılık, parekande, finans, enerji gibi sektörlerde çalışıyorlar.

Büyük firmalarda böte mezunu arkadaşlarımız var.  Bu durum bana çok şey sağlıyor. Siz neler yapıyosunuz? Neyi daha farklı  yapıyorsunuz? Bu yaptıklarınızı çalışanlarınıza nasıl sunuyorsunuz ? Gibi sorularla aslında bir benchmark ortamı yaratabiliyoruz.

Böyle bir imkanım olmasaydı ,sadece üniversiteye gidip gelseydim hiç bir şey elde edemeyecektim. Bu kurultay ve konseyler benim  en büyük kazanımım oldu aslında.  Derslerinizi çalışıp bir şekilde verebilirsiniz ama  edindiğim sosyal çevre ve bu etkinliklerde kazandığım arkadaşlık dostluk ortamını bir kez yakalayabiliyorsunuz.

foto2

Yaptığınız mesleğe o yıllar da karar verdiniz?

Ülkenin şartlarının getirdiği bir durum oldu aslında. O zaman meslek lisesi öğrencilerine katsayı gibi bir durum vardı maalesef kendi alanınız dışında başka bir alanı seçemiyordunuz. Mecbur böte okumak durumunda kaldık. Ben mesela eğer böte okumasaydım kesinlikle siyasete atılırdım veya hukuk okumak isterdim. Mutlaka başka bir bölüm okumak isterdim. O zamanlar elinizde tek bir şans olduğunda o alanla ilgili çalışmanız gerekiyor çünkü öğrenciyken belli başlı şeyleri tam anlayamıyorsunuz. öğrenciyim okula gidiyorum annem babam cebime harçlık koyuyor bugünde bitiyor yarında bitiyor derken üniversiteden mezun oluyorsunuz ve elinizde bir meslek olmuş oluyor ya öğretmen olacaksınız ya da özel sektöre atılacaksınız. devlette çalışmak özel sektöre göre  daha da zor onun şartları çok garip sınava giriyorsunuz atama yapılıyor mülakatlar yapılıyor. Şu an farklı bir süreç bekliyor öğretmen olacak kişileri.

Bir ara öğretmen olmakta istiyordum hatta zor şartlar altında da çalışırım diyordum. Küçük çocuklara bilgisayar nedir öğretmek isterdim çünkü hani  hep duyuyoruz bilgisayarı açmayı bilmiyorlar kasa nedir, monitör nedir bilmiyorlar yanlış anlaşılmasın lütfen oranın sosyal ekonomik kültüründen mi bilmiyorum bilgisayar ile tanışmaları çok geç oluyor. internet kafelerde tanışıyorlar ve yanlış ortamlarda tanışıyorlar. Hani doğru bir noktada tanışsalar  bilgisayarda çok büyük bir gelecek ve potansiyel olduğun farkına varacaklar.

Bir de bunu yanlış konumlandırıyorlar öğretmenler öğrenciler için. Oyun oynatıyor hocalar bunları duyuyoruz. Ama oyun nasıl yapılır diye anlatmıyorlardır diye düşünüyorum.

Mesleği dediğim gibi aslında zorunluluktan tercih ettim ama  “bağımlı” olmadım “bağlı “oldum. Yaptığım işi hep severek yapmaya çalıştım ve bir şeyler de ürettikçe kendinize güveniniz geliyor. Ve işinizi daha güzel yapmaya çalışıyorsunuz. Yaptığım işler sonucunda da güzel tepkiler aldıkça mesleğime sahip çıktığımı söyleyebilirim.

Bölümdeyken mezuniyet sonrasına yönelik çalışmalarınız var mıydı?

Şöyle söyleyebilirim şimdi üniversite okuyorsunuz tam bilmiyorum ama hemen hemen aynı eğitim müfredatı alıyoruzdur. Ama mesela Marmara üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi ünitesindeki  müfredatlar aynı olsa da giren hocaların uzmanlığı ve yetkinlikleri çok farklı oluyor ülkemizde belli bir standart olmadığı siz visual studio görürken biz Microsoft Acces görebiliriz. Grafik tasarım dersinde photoshop gösterebilirken bir başka hoca indesign gösterir belli bir standart müfredat olmadığı için bizim böte bölümünden mezun olan arkadaşlarımız aynı standart ve yetkinliklerde mezun olamıyor. Bir hocamız çok iyi yazılım biliyorken bir tanesi hiç bilmiyor. O yüzden şunu söyleyebilirim mezun olduktan sonra özel sektörün sizden beklediği yetkinlik ve yeterlilik üniversitede edindiğiniz tecrübe ile çok farklı oluyor.

Üniversitede okurken  3 ve 4.sınıfta katıldığım kurultay ve konseylerden dolayı edindiğim çevreden sonra dedim ki ben özel sektörde çalışabilir çünkü çok güzel çalışma ortamları var  görüyoruz devlette çalıştığınız zaman belli noktaya kadar belli şeyleri elde edebiliyorsunuz.Ama özel sektörde çok geniş çalışma ortamı ve  yükselme şansınız var. Ayrıca kendinizi geliştirmeniz ve gelişim ortamın bulmanız özel sektörde daha olanaklı. Devletin eğitim programları var fakat özel sektör kadar çok yatırım yapılmıyor. Doğal olarak 50 bine yakın bilişim öğretmen var hangi birine yatırım yapılsın. Öğrencilik yıllarımdaki konseylerde ve kurultaylarda sektörün en iyi firmalarıyla tanışmıştım. Özel sektörde neler yapıldığını görünce dedim bende bu özel sektörde çalışabilirim.

Şuanda yaptığınız meslek için böte bölümünde verilen eğitim yeterli mi ? Şunlar olsa daha iyi olurdu dediğiniz şeyler var ?

Şunu çok net söyleyebilirim kesinlikle ama kesinlikle yeterli değil. Bunu ben sadece kendi eğitim sürecim olarak değerlendirmiyorum. Dediğim gibi çok farklı üniversitelerden mezun olan arkadaşlarımız var hepsi aynı donanımda mezun çıkmıyorlar. Bu eğitim programı ve arkadaşların kendilerine ayırdıkları zamanla da ilgili olabilir ama biraz önce örneğini verdiğim gibi Marmara Üniversitesinin yazılım dersine giren hocayla Anadolu Üniversitesinde giren hocalar aynı şeyleri anlatmıyor ve günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak bilgide anlatılmıyor.

Mesela çok güzel bir örnek veriyim benim okuduğum zaman Iphone 3 çıkmıştı ve mobil yazılımlar daha yeniydi yani mobilden e-eğitim almak gibi bir şey çok uzaktaydı .Yeni yeni başlıyordu ama şuan aldığımız eğitimin mobil ortamda almak gibi bir zorunluluğu var, çünkü çalışanlar artık zamanı daha etkin  ve verimli kullanmak adına her yerden bilgiye erişmek istiyor. Bugün mobil uygulamaların patlaması , eğitim içeriklerinin mobil olması gibi bunlar çok önemli şeyler olarak girdi hayatımıza. O yüzden günümüz yaşantısına  uygun paralellikte müfredat standartları olmalıdır.

Bu arada her üniversitede bu durum yaşanıyor demiyorum, ama bazı üniversiteler uyguluyorken bazı üniversiteler ise hayatın kendisi olmayı tercih etmiyorlar.

Benim üniversitede bir tane hocam vardı bölüm başkanımız Prof. Dr. Selahattin Turan  ve daha sonra hocamız dekan oldu. Gerçekten benim örnek aldığım, vizyoner bakış açısıyla ve liderlik özelliğine hayran kaldığım bir hocaydı. Çok güzel bir sözü vardı okul hayata hazırlık değil hayatın ta kendisi olmalıdır. Bunu gerçekten unutmuyorum , ne zaman okul hayatın ta kendisi olur işte o zaman belki eğitim programları günümüzün ihtiyaçları karşılayacak şekilde eğitim programlarında yer alır. Çünkü bizim alanda güncel kalmak her şeydir.

Mesleğinizi yapmak isteyen öğrencilere önerileriniz nelerdir?

Bizim mesleğin aslında çok farklı uzmanlık alanları var . Yazılımcı, grafik tasarımcı, UX/UI uzmanı, ağ-donanım, sistem uzmanı, öğretim tasarımcısı, ölçme değerlendirme gibi alanlarda çalışıyorlar. Hatta satış planlama ve çalışan arkadaşlarımız bile var.

Ben ise Teknosa içerisinde kurumsal e-eğitim üretimi, kurumsal kimlik tasarımları, basılı-dijital grafik tasarım, UX/UI, video prodüksiyon gibi  alanlarda çalışıyorum. Özellikle benim alanımda çalışacak arkadaşların çok geniş bir bakış açısı ile yaratıcı olmaları lazım.

Yani bir tasarım nasıl yapılır tasarımın prensipleri nelerdir, mizanpaj nedir hangi fontlar hangi durumlarda kullanılır, kurumsal bir video nasıl çekilir , hangi unsurlar yer alır, hangi birimlerle iletişime geçmek gerekir. Pazarlama ar-ge stratejik noktaları vardır.

Biz aynı zamanda Teknosa eğitim yönetim sistemini de kendimiz yönetiyoruz. Eğitim yönetim sistemini barındırmak yönetmek bu aslında en basit işimiz buna uygun eğitim içerikleri üretmek gerekiyor. Bunlar nedir PC üzerinden eğitim alacaksınız ve mobilden eğitime kaldığınız yerden devam edeceksiniz. Bu yüzden e-eğitim üretimi konusunda çalışma isteyen arkadaşlara bir eğitim nasıl hazırlanır, hangi içerik nasıl verilir konularında bilgi sahibi olmaları gerekiyor. Bu içerikleri üretebilecekleri yazılımları öğrenmeleri gerekiyor. Şu an trend mobil öğrenme olduğundan HTML5 içerik yönetimini ve bu yazılıma ait Framework’lerin neler olduğu öğrenmeleri gerekiyor. Yakın zamanda artırılmış gerçeklilik ve oyunlaştırma konuları ise olmazsa olmazlar arasında yer alacaktır.

Mezun olduktan sonra ,iş hayatınıza nasıl başladınız bu süreç nasıldı?

Aslında dediğim gibi 3 ve 4.sınıfta özel sektörde çalışabilirim kararını aldım ama benim askere gitmeden önce şöyle bir durumum oldu. Dedim ki önce bir iş hayatına atılayım , daha sonra belli bir süre çalışıyım sonrasında askerliğimi yaparım diye düşündüm ama maalesef benim mezun olduğum üniversite askerliğimi ilgili askerlik şubesine bildirmemiş. Doğal olarak asker kaçağı konumundaydım , ki o dönemde de beni özel öğrenci statüsüyle Selahattin hocam öğretim görevlisi yapacaktı. Kurultay ve konseylerde gösterdiğim başarı nedeniyle böyle bir karar aldığını söylemişti.

Anlayacağınız böyle bir kontenjan durumları vardı. Sınav ve mülakat olacaktım. Bende öğretim görevlisi olur en azından güzel bir şeyler üretebilirim diyordum. Başarılı bir öğrenci değildim ama sosyal iletişim, insanlarla kurduğum ilişki ve bir şeyler üretme noktasında  çok çaba sarf ediyordum. Araştırma görevlisi olmak benim için iyi olabilirdi vizyoner bir bakış açısı da katacağını düşündüm. Tabi daha sonra kaçak olduğuma dair askerlik kağıdı geldi ve para cezası mahkemelik durumlarım nedeniyle üniversitede hoca olma fikrini erteledim. Önce ben askerliğimi yapayım. Ondan sonra araştırma görevlisi olma durumuma devam ederim diye düşündüm. E tabi üniversite sizi beklemez, benden daha iyilerde var derken o anki kadro durumunu değerlendirmeleri nedeniyle yerime başkasını almışlar o süreç böylece bitti.

2010’da mezun oldum 2011 de askerliğim bitti. İstanbul’a geri geldim, mezunum işim yok ve biran önce  çalışmam gerekiyordur. Ne yapsam ne yapsam diye düşünürken bir arkadaşımın önermesiyle ,Teknosa da öğrenme teknolojileri alanında birisini arıyorlar, Kubilay başvur senin için güzel olabilir tarzında bir yönlendirmesi oldu.

Teknosa  sektörde lider perakende şirketi, Sabancı güvencesi , teknoloji satıyor ve bunu satan kişiler teknoloji biliyorlar, dedim ki tam hayalimdeki iş yeri olabilir.2012 mayısında askerden geldim haziranında başvurdum, 3 aylık bir işe alım süreci oldu. Mülakatlar sınavlar görüşmeler derken. 1 ağustos 2012 de Teknosa’da çalışmaya başladım, 5 yıldır da devam ediyorum. 2. Başvuru yaptığım yerdi ve kabul edildim işe başladım. Şu bakımdan şanslıydım çok fazla iş aramadım. Bu şansı birazda ben kendi kendime yarattım diye düşünüyorum.

İş görüşmesinde bana sordukları sorular hala aklımda. Yeni mezunsun ve okurken neler yaptın? Okul yıllarını nasıl geçirdin? Alanını takip ettin mi? Dijital eğitimde neler oluyor?  gibi sorular sormuşlardı. Ve ben bu sorulara çok yeterli yanıtlar vermiştim. Hatta oyunlaştırma üzerine bilgi sahibi olduğumu anlatınca görüşme yaptığım yöneticim çok şaşırmıştı.

Ben eğer sadece okula gidip gelseydim ve not ortalamam 4.00 olsa bile bana hiçbir şey katmazdı. Bazı işe alım görüşmelerinde arkadaşlarımız mezun oldum işte not ortalamam şu, hiçbir etkinliğe katılmadım. Sektör bize anlatıldığı kadarını biliyorum deseydim şu an olduğum konumda olamazdım.

Bu yüzden okulda bana verilen bilgilerle yetinmedim. Bu yüzden her etkinlik, zirve ve söyleşi bana bir şey kattı.

Benim için de en önemli dönüm noktası öğrenci kurultay başkanlığı ve kurucu konsey başkanlığı yapmamdı. Eğer bu konseyleri ve kurultaylarda gösterdiğim liderlik becerilerimi ve vizyoner bakış açımı anlatmasaydım karşımdaki kişiyi etkileyemezdim diye düşünüyorum. Bu yüzden işe alım sürecinde olumlu değerlendirme ile sonuçlandı.

İş hayatınızda neler yapıyorsunuz?

Ben şu an Teknosa’da öğrenme teknolojileri kıdemli uzmanı olarak çalışıyorum. İlk işe başladığımda uzman olarak çalışıyordum daha sonra terfi ile kıdemli uzman oldum. iyi bir performans gösterdiğimi düşünüyorum. Şu an hemen hemen 5 yıllık bir süreçte, özellikle öğrenme teknolojileri sektöründe yapmadığım iş kalmadı diyebilirim. Yakın zamanda örnek vermek gerekirse oryantasyon mikro sistemimizi hayata geçirdik. Web sitesinin grafik tasarım ve kodlaması tamamen bizim üretimimizle oldu.Bunu tasarım ve kodlamayı yaparken boostrap framworkü kullanarak yaptık. Normalde mobil erişime uygun responsive tasarıma uygun sweb sayfaları yapıyoruz. Tasarımda özellikle  kullanıcı deneyimiyle özen gösteriyoruz. Bu süreçte çok fazla UX/UI konularında revizelerimiz oldu diyebilirim.

Ayrıca işe girdiğimden Teknosa Akademi bünyesinde , bütün kurumsal kimliğe dikkat ederek grafik tasarım materyallerini ben üretiyorum. Sadece kendi departmanımın değil, bazen pazarlamanın, müşteri hizmetlerinin, Teknosa mobil departmanın, insan kaynaklarının, Bilgi sistemlerinin de basılı/dijital tasarım noktasında ihtiyaçlarını karşılayabiliyorum.

Mobil e-içerik üretim noktasında tasarım ve kodlama yapıyoruz. Ayrıca teknolojik ürün tanıtım videoların prodüksiyon noktasında profesyonel kamera ile de video üretimi yapıyoruz. Bu videoların montajının yapılması, after geçişleri, video birleştirme gibi noktalarına müdahale Bütün bu süreçlerin hepsini Adobe Creative Cloudla ürünleri ile yapmaktayız. Adobe bizim için çok güzel bir çözüm ortağımız oldu.

Özetlersek HTML5 üzerinden web tasarım ve e-eğitim üretimi basılı/dijital grafik tasarım, video prodüksiyon kurumsal kimlik çalışmaları, LMS yönetimi gibi çok farklı alanda çalıştığımı söyleyebilirim.

Özel sektörde böte bölümlerinin yeri nedir? Özel sektörde yer edinmekte bize engel olabilecek durumlar nelerdir?

Aslında özel sektör böte mezunundan çok şey bekliyor diyebilirim. Özelikle öğrenme teknolojileri konusunda uzman ve yetenekli arkadaş için kendilerini geliştirebileceklerini bir ortam var. Fakat ne yazık ki bizim alanımızda bizden farklı bölümlerden okuyup mezun olan arkadaşlarımız çalışıyor. Bu durumu gördükçe de üzülüyorum açıkçası.

İşe girdikten sonra zirvelerde, kongrelerde ve benchmark görüşmelerinde bu durumu alanınızda çalışan insanlarla bir araya geliyorsunuz. Ve üzülerek belirtmeliyim ki böte mezunu arkadaş sayısı çok azdı.

Bana bu toplantılarda soruyorlardı öğrenme teknolojisi alanında çalışıyorsunuz, ne mezunusunuz nereden mezunsunuz diye .Ben de diyorum ki BÖTE mezunuyum. Siz hangi alandan mezunsunuz diye sorduğumda ise ekonomi,tarih,edebiyat,mühendislik ve aklıma şu an gelmeyen bölümler deniliyordu.

Ondan sonra bende şöyle bir bakış açısı gelişti. Biz galiba bölümümüzü özel sektörde yeteri kadar tanıtamıyoruz ya da mezun olduğumuz da özel sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak donanımda mezun olamıyoruz .Çünkü rakibimiz çok fazla ,benim zamanımda 46 yada 47 üniversite de böte vardı, şu an  hemen her üniversitede ver. Aslında buda çok yanlış bir şey, her ilde üniversite açmak gibi yanlış bir şey yani.Her üniversitede yeterli düzeyde eğitim görevlisi ya da alanında uzman olmuyor. O yüzden özel sektörün ihtiyacını  karşılayacak yeterince böte mezunu gelmiyor. Ve özel sektörde aslında nereden mezun diye çok bakmıyor. Benim iş süreçlerimi yönetir mi yönetmez mi? Ya da kendini bu alanda geliştirmiş mi diye bakıyor. Daha çokta okulda proje ürettin mi diye de sorular.

Böte Mezunu olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Artık günümüzde her şey bilişim alt yapasıyla ilerliyor, çalışan sayıları giderek artıyor ve her şey belirli bir sisteme bağlanıyor. Bu sistemi yönetecek olan kişiler bilgisayar bilen ve kullanmayı bilen kişiler olması gerektiğinin herkes farkında. Bu durumu şirketlerin hemen her departmanları kapsayacak şekilde düşünebilirsiniz.

Böte de insana çok geniş bir bakış açısı katıyor. Bötenin diğer bölümlerden şöyle bir farkı var ;Bilgisayar biliminin yanında pedagojik formasyonda alıyoruz. Yani bilgiyi  yapılandırılmış bir şekilde çalışana ya da kullanıcıya sunabiliyoruz.

Bir bilgiyi ve ya da e-içerikte yer alan bir konuyu dijital olarak karşı tarafa nasıl öğretebileceğimizi biz biliyoruz. Öğretim tasarımı dersi ile bu bakış açısına sahip olabiliyoruz. Bana 3.sınıfta o ders çok katkı sağladı. Eminim size de katkı sağlayacaktır. ,aynı şekilde materyal tasarımı dersi göreceksiniz.

enim şöyle bir şansım vardı ,diğer üniversitelerde olmayan sadece  Eskişehir Anadolu ve Osmangazi üniversitelerine özgü bir durum.Uzaktan eğitimin Türkiye’deki merkezi Anadolu Üniversitesi ve oradaki hocalarımızda alanında uzman ve isim yapmış kişilerdi. Mesela Uğur Demirel uzaktan eğitimin kurucusudur. Bizim uzaktan eğitim dersine kendisi girdi ve proje yaptık beraber.Materyal tasarım dersimize Salih Gümüş hocamız girmişti, kendisi şu an Anadolu Üniversitesinde açık öğretim fakültesinin çalışıyor. Hep iyi hocalardan eğitim aldığımı söyleyebilirim. Eğitim yönetim dersimize Yaşar üniversitesine harika işler çıkaran Yasin Özarslan hocamız girmişti.

Böte mezunlarının atamalarında sorunlar yaşanıyor. Bu durumdan haraketle bötelilerin geleceği hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Arkadaşlar bu sorun her zaman yaşanacak emin olun. Ben mezun olduğum da yaşandı bu senede eminim yine yaşanacaktır.

Ben mezun olduğumda 2010 yılında  kopya skandalı vardı ful çekenler olmuştu. Dedim kesin kopya var mümkün değil  ve ben o olaydan sonra adaletsiz bir sistemde atanamayacağımı anladım. Bize hocalarımız dediler ki her sene giderek kontenjanlar artacak ve belli periyotlarda da daha da artacak. Daha böyle bir durumun olduğunu hatırlamıyorum bile.

Öğretmen olmak böteciler için biraz kolaya kaçmak gibi. Öğrenci derse giriyor çıkıyor özel anlamda hiç bir şey yapmayan bir hoca olmak istemezdim. .Gerçekten öğretmen olmak isteyen arkadaşlarda gelecek nesilleri iyi yetiştirmek adına çaba sarf etmeli. Öğrencilere anlamlı ve zenginleştirilmiş bir bilişim eğitimi vermeliler. En azından uygulama yapma fırsatını öğrenciye vermelidir. Bizim neslimizi ve sonraki nesli bilişimde bir şeyler üretmenin kurtarabileceğini düşünüyorum.

Üniversite okuduğunuz şehrin avantajları ve dezantajları  vardı? Zorluk çektiniz mi ?

Ben Türkiye de en iyi okunabilecek şehirlerden birinde Eskişehir’de  okudum .Eskişehir  tam bir öğrenci şehri. Dolmuşuna otobüsüne tramvayına biniyorsunuz ,herkes öğrenci .Belli saatlerde dışarda normal vatandaş göremiyorsunuz her yerde öğrenci var. Öğrenciye uygun yemek yerleri, Kafeler sanat merkezleri ortamları var.Biraz önce bahsettiğim gibi böte okuyorum , uzaktan eğitimle ilgileniyorum ve uzaktan eğitimin merkezine çok yakınım. Oradaki hocaların sürekli dersimize girmesi bize çok büyük vizyon kattı ,neler yapabileceğimizi anlamamızı sağladı. 3.sınıftayken Öğretim Yönetim Sistemleri dersimize giren Yasin Özarslan hocamız bize işe alım simülasyonu yapmıştı. Hayatımda ilk defa karşılaştığım bir şey di.Mesela mezun oldun neler yapmak istiyorsun gibi yani bir firmaya başvurdun sana şu şu sorular sorulacak ne cevaplar vereceksin tarzında ciddi bir mülakata tabi tuttu bizi.Bu  benim için çok iyi bir deneyimdi.Belki ilk iş görüşmemde daha az heyecan yapmamı sağladı. Bence okul hayatın kendisi olmalı örneğine uygun bir dersti benim için. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır.

Sizin mesleğinizi yapmak isteyen arkadaşlara öğrencilik hayatında neler önerirsiniz ?

Ben kendi üniversitemin formasyon ve etkileşim kulübünün başkanlığını da yaptım, Facebook’tan hala takip ediyorum. Çok güzel etkinlikler yapıyorlar. Mesela mezun arkadaşları çağırıyorlar, geziler düzenliyorlar. Bu gezileri düzenlenirken aynı zamanda farklı üniversitelerden bizim bölümde okuyan kişilerle tanışıyorlar, bilişim kurultaylarına gidiyorlar, konseyde aktif yer alıyorlar. Bence bunları yapmak çok değerli ve anlamlı. Arkadaşlarında bu tür etkinlerle özel sektörden insanlarla tanışmalarını tavsiye ederim.

Aynı zamanda hangi alanda çalışmak istiyorlarsa sektörle ilgili olan kişilerle iletişime geçsinler.

Öğrencilik hayatlarında mümkün olduğunca mesleki yeterliliklerine geliştirecek yazımlar ve kitaplar okusunlar.  Kulüplere etkinliklere katılsınlar. Evet matematik, fizik önemli ama siz mezun olduktan sonra sizin mesleki yeterliliğinize daha ön planda olacak. Bu yüzden mesleki yeterliliklerini düşünerek bir şeyler yapmalılar.

Farklı üniversitelerden alanında okuyan insanlarla tanışsınlar beraber proje üretsinler. Benim mesela en büyük eksikliğim buydu farklı üniversitelerden çok kişi tanıdım ama hiç beraber proje yapmadık. Keşke 4-5 kişi bir araya gelip yarışmalara katılıp o hissi yaşasaydım. Bu konudaki pişmanlığımı arkadaşlarıma buluştuğumda konuşuruz.

 

Bir böte mezunu olarak şuan böte okuyan arkadaşlarımıza önerileriniz nelerdir?

Evet derslerini takip etsinler, sosyal etkinliklere de katılsınlar ama günümüzde bir öğrenme teknolojileri uzmanı, yöneticisi hangi şirkette  hangi kurumda çalışıyorsa çalışsın öğrenci arkadaşlarımız kendileri ile iletişime geçsinler, soru sorsunlar. Ya hocam siz napıyorsunuz ,biz yarın mezun olacağız bizleri neler bekliyor tarzında. Bana da soru geliyor ben kendimce bildiğim kadarı ile açıklama yapıyorum.

Üniversitelerde konuşma yapıyorum davet ediyor alanımla ilgili konuşmalar yapıyorum.  Kim olursa olsun alada çalışan kişilere kulak versinler.

Ondan sonra eğitim ile ilgili dernekleri takip etsinler, mesela TEGEP öğrenme teknolojileri alanında çok güzel konuşmacılar çağırıyorlar. Bu arada Türk ya da yabancı fark etmez herkesi takip etsinler. Sektör bugün nerede yarın nereye olacak bunun farkında olsunlar. Bu farkındalıkla vizyon kazanmış olurlar ve bu çok önemli bir şey.

2010 yılında mobili konuşmuyorduk çok fazla ama şu an mobile içerik üretmek gibi bir derdimiz oldu.Bundan 6 yıl önce neredeydik şu an neredeyiz 6 yıl sonra nerde olacağız. Ben bunları öngörebiliyorum çünkü trendleri takip ediyorum mesela büyük firmalar Adobe, İntel, Microsoft, Apple neler yapıyor .Çalışanları nasıl bir online veriliyor. Video, podcast, simülasyon ile mi eğitim veriliyor. Hep takip ediyorum.

Araştırmak ve insanlarla mesleki iletişimde olmak çok şey kazandıracaktır. Bizim alanda çalışacak kişiler soru sormadan neden niçin diye sorgulamadan bir yerlere gelmesi çok zor olacaktır.

Bir de uzaktan eğitim verilen global eğitim yönetim siteleri var. Bu sitelere de mutlaka üye olup eğitim almalarını tavsiye ederim. Bazılarını aşağıda paylaşıyorum.  Ayrıca iletişim bilgilerinden bana alan ile ilgili istedikleri soruyu sorabilirler.

Ksukan@teknosa.com

 

https://www.udemy.com/

https://tr.coursera.org/

https://tr.khanacademy.org/

http://www.egitimdeteknoloji.com/ (Blog sayfası günceli takip etmek için)

https://www.ted.com/ (Liderlik ve hayat üzerine videolar)

Kubilay Sükan” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir