Cansu Bilgin



12910169_1102741683111439_1176732606_nBiraz kendinizden bahseder misiniz?
2015 yılında Marmara Üniversitesi Böte Bölümü’nden mezun oldum. Aynı sene bir Kolej’de Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olarak göreve başladım.

Üniversitede ki öğrencilik yıllarınızda neler yaptınız?

1.sınıfta hiçbir şey yapmadım. Sadece okul derslerine gidip geldim. 2. Sınıfta biraz koşturmaya başladım. Öğretmenlik pek aklımda yoktu. Ve burada öğretmenlik dersleri dışında öğrendiklerimiz çok fazla yeterli değildi. Durum böyle olunca önce tanıdıklara koşturdum nerede ne var kiminle nasıl bağlantı kurabilirim diye. Sonra İstanbul’daki bir Kolej’den birileriyle tanıştım. Onların yanına gittim. Ben ne yapabilirim ne yapmalıyım beni nasıl yönlendirebilirsiniz diye bir sorup tanışmak istedim. Onlarla tanıştıktan sonra benim bölümümle ilgili konferansların olduğunu öğrendim. Konferanslara katılmaya başladım. Sonra öğretmen eğitimleri başladı ve bu defa da onlara katılmaya başladım. Onlar başladıktan sonra zaten 3. Sınıf, 4. sınıf derken bu tür ortamlara daha fazla girerek, daha fazla insan tanıdım. Daha sonra aslında bizim öğretmenliğin derse girip, bilgisayar anlatmaktan ibaret olmadığını gördüm. O zamanlar koşturup konferanslarda tanıdığım kişilerin sonradan bana gerçekten çok faydaları oldu.

Peki öğretmen olmaya o yıllarda mı karar verdiniz?
Aslında çok fazla alternatifim vardı. Özel şirketlerden tutunda daha başka çok iş vardı. Ama dediğim gibi eğitim konferanslarında gördüğüm örneklerden sonra “Ben bunu yapabilirim. Öğrencilerle tanışmak güzel olur.” dedim. Öğretmenlerle çalışmak ise zaten daha güzel. Ben mesleğe bu şekilde başladım.

Bölümdeyken mezuniyetten sonrasına yönelik kaygılarınız ve çalışmalarınız var mıydı?

2.sınıfta bölümümle ilgili koşturmaya başladım. Bölümümle alakalı farklı şeyleri ve neler yapabileceğimi araştırmaya başladım. 4. Sınıfa geldiğimde hiç korkum yoktu. Zaten az çok yolum belliydi. Açıkta kalmazdım. Öğretmen olmasam bile farklı bir iş bulurdum. Yani tüm bu koşturmaların meyvesini toplayacağımı biliyordum.

Başarılı ve aktif bir öğretmen olabilmek için okullarda verilen eğitim yeterli mi sizce? Şunlar da olsa daha iyi olurdu dediğiniz şeyler var mı?

Ben birkaç eksiğin olduğunu düşünüyorum. Ders içeriğinin teorik olarak birebir işleniyor olabilir fakat takibi pek olmuyor. Çok fazla öğrenci olduğundan ister istemez öğretmen de öğrenciyi kontrol edemiyor olabilir. Ama yine de derslerin biraz daha uygulamaya yönelik, daha gerçekçi olması gerekiyor. Öğrencilere teorik değil de gerçekten saha da yapmaları gereken dersler, ödevler ve araştırmalar verilmeli. Çoğu kişi üniversiteden gelmiş olsa bile bölümünü daha tanımıyor. Ne dersleri aldığını ve bu derslerin ne işe yaradığını bilmiyor. Üniversite de öğretmenlik eğitimleri çok önemli. Bu pedagojik eğitimler üzerine biraz daha gidilmeli. Çünkü iş hayatının içerine girince aslında o ders içeriğinin ne kadar da gerçek hayatta uygulanabilir olduğunu gördüm.

Öğretmen olmak isteyen öğrencilere önerileriniz nelerdir?

Öğrenciler çabalasınlar. Mesela derslerde bir sürü öğretim model ve stratejileri var. Peki biz bunları nerede kullanacağız? Şu an benim karşıma o kadar farklı öğrenciler geliyor ki. Aynı sınıf içerisinde hiçbir şey yapamayan öğrenci var, çok iyi yapan öğrenci var, orta düzeyde yani canı isteyince yapan canı istemeyince yapamayan öğrenci tipleri var ve bunlar aynı saatte ve aynı sınıftalar. Hepsine ayrı ayrı uygulama vermek zorundasınız. İşte o uygulamaları planlamanız gerekiyor. Üniversitedeki eğitimler buna göre olsa gerçekten çok yararlı olur. Örneğin deseler ki;” Bir senaryo düşün sınıfında şu tiplerde öğrencilerin var. Bunlar için bir hedef belirle, öğretim tasarımını oluştur ve getir.” Belki öğrenci ilk başta biraz zorlanacaktır. Ama inanın bu öğrencilerin gelişimine katkı sağlıyor. Üniversite öğrencileri yerinde durmasın, sürekli koştursun, birilerinin peşinden gitsin, ne yapıyorlar öğrensin. Tek bir yere bağlı kalmaları şart değil. Milyonlarca okul ve milyonlarca öğretmen var. Hepsini araştırıp ben bunlardan neler yapabilirim diye düşünsünler. Bir de kendilerine güvensinler, bu çok önemli. Biraz peşinden koşunca inanın bir üst seviyeye çıkabiliyorsunuz.

İş hayatınızda bir öğretmen olarak neler yapıyorsunuz?
Seviye seviye fark ediyor. Ben genel olarak bahsedecek olursam öncelikle klasik olarak anlatmanız gereken bir Word ve Excel programları mutlaka oluyor. Çünkü öğrenci bir rapor yazmayı Word’de yapacaktır. Google Drive’da öğretiyoruz fakat ne kadar da olursa olsun Drive’da bazı özellikler olmuyor. Bu yüzden müfredatta muhakkak Word, Excel, PowerPoint olduğundan bunları anlatmak zorundasınız. Programlama ve kodlama dersi var. Seviyeden seviyeye programlar farklı olabiliyor. Scratch, SmallBasic gibi programları öğretiyoruz. Ders olmasa da robotik kulüplerimiz var. Bu kulüplerde robot kitleri, makey makey kartları gibi aletlerle birlikte robotlarla bir şeyler yapılıyor. Scratch ve KoduGameLab ile oyun tasarımları yapılıyor. Mesela şu an ortaya çok büyük bir oyun çıktı. Kocaman bir labirent, Mbot ve Makey’i birleştirdik. Biz öğrencilere biraz bunları gösteriyoruz. Lise de ise belli bir sırayla gidiyoruz. Önce Google Drive’dan başladık. Daha sonra onların isteği üzerine Photoshop’u gösterdik. Şimdi ise biraz kodlamaya giriş yapacağız. Ayrıca tüm seviyelerde ilkokul, ortaokul ve lise de 3 boyutlu yazıcı tasarımı yapıyoruz. Ayrıca bizim okulumuzda diğer derslerle entegre olayı çok fazla var. Örneğin Türkçe öğretmeni gelip bize diyor ki; “Ben çocuklara bir hikaye yazdırdım ve çocukların bunu canlandırmasını istiyorum.”. Bizde çocukların bu hikayelerini Scratch yardımıyla canlandırmalarına yardımcı oluyoruz.

Okulunda Bilgisayar Öğretmenliğinin yanı sıra Eğitim Teknoloğu olarakta görev yapıyor musunuz?

Ders saatlerim zaten öğrencilerle doluyor. Öğretmen eğitimlerine giren başka öğretmenler var. Zaten programların hazırlanma aşamasında ise hep beraber çalışıyoruz. Biz öğretmenlere Web 2.0 araçlarını tabi ki de gösteriyoruz. Direk olarak; “Piyasada bunlar çok güzel ekler hadi bunları gösterelim.” diyerek değil de öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu uygulamaları gösteriyoruz. Padlet, Google Drive gibi konularda öğretmenlerimiz artık iyi durumdalar genel olarak öğrendiler. Bunun için onlarla birçok afiş tasarlama programı kullandık. Kısacası öğretmen eğitimleri bu şekilde, neye ihtiyaç duyuyorlarsa onları gösteriyoruz.

cansu

"Marmara’lı fark ediliyor"
Marmara Böteli olmanın size ne gibi avantajları oldu?

Elbette ki çok fazla oldu. Marmara Böte mezunuyum deyince herkes; ”Aaa çok güzel, çok iyi” diyorlar. İnanın Marmara’lı fark ediliyor. Benim çalıştığım yerde çok Marmara’lı var. Ve bölümde çok güzel çalışmalar başladı. Umarım zamanla daha da iyi şeyler olur.

BÖTE’nin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?

Böte’nin çok fazla öğrencisi var diyebilirim. Şu an Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinden Bilgisayar bölümüne çıkan çok fazla kişi var. Böte, ihtiyaca göre biraz yönlenerek, değerini arttıracak bir şeyler yapılmalı. Böte bölümlerinden elle tutulur eğitim materyalleri çıkabilir. Mesela kodlama görüyoruz değil mi? Kodlamadan bir sürü oyun tasarlanabilir. Bu elbette bilgisayar ortamında oluyor. Fakat bunu fiziki olarak da yapabiliriz. Bunu kim yapar? Tabi ki bu bölümde okuyanlar yapar. Bunun için bölümümüzde teknik işlerinde gösterilmesi çok faydalı olacaktır. Bir de Böte’li ye, diğer derslerle nasıl entegrasyon sağlayacağı da anlatılmalı diye düşünüyorum. Bu konuda akademik olarak biraz daha ilerleyebiliriz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir